Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Aziz Nesin’in ilk kez 1977 yılında yayımlanan romanıdır. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, 21 bölümden oluşmaktadır ve 100 Temel Eser arasındadır.
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Kitap Özeti
Cezaevi imamı, suçlularla uğraşmaktan sıkılıp onların rehabilite olma ihtimaline olan inancını kaybetmiştir. Ancak, cezaevinden yakın zamanda çıkacak olan Yaşar ile beklenmedik bir dostluk kurar. Yaşar, kendisini dine adamış, sürekli olarak camiyi temizleyen bir kişidir. Koğuştakiler, Yaşar’ın imamın yanından ayrılmamasına ve dini faaliyetlere olan ilgisine şaşkınlıkla bakar.
Ancak, Yaşar’ın geliri şüpheli bir hale bürünür. Sonunda, her şey gün yüzüne çıkar. Yaşar, yeni hapisten çıkmış ortağıyla birlikte imamı uyuşturucu ticaretinde kullanmaktadır. Yaşar’ın ortağı, gündüzleri imamın oturduğu kahvehanede eroini imamın cüppesine yerleştirir, Yaşar ise camide herkes secdedeyken eroini imamın cüppesinden alır. Safça bilinen Yaşar, eşsiz bir ustalıkla uyuşturucu ticareti yapmaktadır. İmam, bu gerçeği öğrendiğinde Yaşar’ı bir daha camiye sokmamaya karar verir.
Yaşar, bu olaydan çok önce hapse girmiştir. Birinci koğuşa getirilir ve diğer mahkumlar onun deli olduğunu düşünür. Yaşar, sürekli olarak var olmadığını, yaşamadığını iddia eder. Koğuştakilere yaşam hikayesini anlatmaya başlar. Yaşar, henüz oniki yaşındayken yaşamadığını fark etmiştir. Babası onu hükümet okuluna yazdırmaya götürmüştür, ancak nüfus cüzdanı olmadığı için yazılamamıştır. Nüfus memurluğunda yaşanan komik bir durum, Yaşar’ın ailesini etkiler. Memur, kütüklerde babasının bir çocuğu olduğunu tespit eder, ancak çocuk Çanakkale Savaşı’nda şehit düşmüş olarak kayıtlıdır. Devlet, bu yanlışlığı düzeltemeyeceklerini söylediği için aile durumlarını anlatamazlar. Yaşar, resmi kayıtlara göre annesi babasıyla yedi yaşında evlenmiş, daha önce bir başkasıyla da evlenmiş gibi gösterilir, Yaşar bu evliliğin meyvesi olarak lanse edilir.
Bu noktadan sonra Yaşar’ın hiçbir zaman nüfus cüzdanı alamayacağı ortaya çıkar. Yaşar’ın kendinden önce dört kardeşi ölmüştür ve ailesi onun yaşasın diye adını Yaşar koymuştur. Ancak, kayıtlarda şehit olarak geçtiği için devlet onun yaşadığına inanmamıştır. Yaşar büyüdükten sonra Ayşe adında bir kızla nişanlanır. Tam evlenecekleri zaman asker kaçağı diye götürülür. Yaşar’ın babası durumu anlatır ve devlet, belki böylelikle Yaşar’ın yaşadığına inanır diye Yaşar’ı askere gönderir.
Yaşar, cezaevine girişinin üçüncü gününde koğuştakilere kendi hayat hikayesini anlatmaya başlar. Koğuştakiler, Yaşar’ın tatlı diliyle anlattığı hikayeyi büyük bir ilgiyle dinlerler. Yaşar aynı zamanda saz çalar ve hüzünlü türküler söyler. Yaşar, askerlik yıllarını anlatır. Tüm arkadaşları terhis olurken, Yaşar nüfus cüzdanı gelmediği için terhis olamaz. Bir insaflı komutan en sonunda onu gönderir.
Köyüne döndüğünde babasının öldüğünü öğrenir. Miras işleriyle uğraşırken bürokrasi nedeniyle sinir krizi geçirip tımarhaneye atılır. Bir yıl boyunca hastanede yatmak zorunda kalır çünkü nüfus cüzdanı yoktur. En sonunda hastaneden kaçar ama büyük şehirde babasının mirasını alamaz. İşe giremez çünkü nüfus cüzdanı yoktur.
Yaşar, hapisten çıktığında koğuştakiler ona Karakaplı Nizami Bey’e gitmesini ve sorunlarını çözeceğini söyler. Yaşar, hapishanede geçirdiği süre boyunca para kazanmanın yollarını öğrenir ve oldukça fazla para biriktirir. Artık hapisten çıkma vakti gelmiştir. Kirli ve kötü giyimli bir şekilde giren Yaşar, hapisten altın yüzüklerle ve manken gibi çıkar. Artık piyasadaki Karakaplı Nizami Bey’lere ihtiyacı kalmamıştır çünkü kendisi biri olmuştur.
