Var Mısın? Deniz Bayramoğlu’nun Doğan Cüceloğlu ile yaptığı söyleşi kitabı “Kendini Keşfetmeye Zorluklarla Başa Çıkmaya Var mısın? – Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler” adlı kişisel gelişim kitabı Ocak 2021’de yayımlandı.
Var Mısın Kitap Özeti
Kendini Keşfetmeye Zorluklarla Başa Çıkmaya Var mısın? – Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler’de Doğan Cüceloğlu şunları önemle belirtmiştir:
Bir aile içinde yaşayan bireylerin, bir ekip olduklarının farkında olmaları son derece önemlidir. Bu farkındalık, bireylerin sorumluluk bilincini geliştirmelerini kolaylaştırır. Hayatın kendisi aslında bir ekip çalışmasıdır; her birey, bir ekip içindeki rollerinin ve sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Bu bilinçle hareket eden bireyler, ekip içindeki görevlerini yerine getirmek için çaba gösterirler. Bu nedenle, bireylerin ekip içindeki sorumluluklarını tanıyacakları ve yerine getirebilecekleri şekilde yetiştirilmeleri önemlidir.
Ancak, bireylerin ekip olarak çalıştıklarının farkında olurken, çocukların da birer birey olarak kabul edilmesi unutulmamalıdır. Çocuklar, kendi bireysel sorumluluklarının farkında olarak ekip içinde yer alabilmeli ve katkıda bulunabilmelidirler.
İnsanlar ömür boyu öğrenen varlıklardır ve karakterleri farkındalıkla şekillenir. Öğrenme süreci sadece ölümle son bulur. İnsanlar sadece doğru adımlar atarak ilerlemezler; hatalarını yaparak da öğrenirler. Yanlışlar, doğru yollara ulaşmanın taşlarını oluşturur. Geçmişte yapılan hatalar, bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır ve bize bir şeyler öğretmeye çalışır. Bir hata defalarca tekrarlanıyorsa, o hatadan gereken dersin alınmadığını gösterir. Bu nedenle, hatalarımızla da şekilleniriz.
Korku kültürü, insanlar arasındaki saygının korkudan kaynaklandığı bir anlayışı yansıtır. Ancak korku kültürü, gerçek bir ekip bilinci oluşturmaz. Bu tür ortamlarda, insanlar isteksizce sorumluluklarını yerine getirirler. Zamanla, bu ortamlarda çalışanlar hoşnutsuz hale gelir ve ayrılmak için fırsat ararlar.
Sevgi kültürü ise insanların birbirlerine saygı duymaları ve sorumluluklarının bilincinde olarak çalışmalarını sağlar. Bu tür bir ortamda, insanlar çözüm odaklı yaklaşırlar ve birlikte çalışmayı tercih ederler. Bu yaklaşım, iş yerlerinde olduğu gibi aileler arasında da benimsenmelidir. Korku kültürüyle dolu bir aile ortamı, bireyler için hapishane gibi olabilirken, sevgi kültürüyle dolu bir aile ortamı, daha sağlıklı ilişkilerin ve bireysel gelişimin önünü açar.
İnsanların davranışlarını değerlendirirken, niyetlerine odaklanmak önemlidir. İyi niyetle yapılmış kötü davranışlar da vardır. Örneğin, bir ebeveynin çocuğu için istediği iyi bir gelecek, çocuğun istekleri ve yetenekleri göz ardı edilerek dayatılmış olabilir. Bu nedenle, davranışların arkasındaki niyeti anlamak önemlidir. Bu sayede, çocukların kendi istekleri ve yetenekleri doğrultusunda hayatlarını şekillendirmelerine yardımcı olunabilir.