Sokakta Bahaeddin Özkişi’nin 1975’te yayınlanan romanıdır. Roman materyalizmin ülkeyi istilasını anlatılmaktadır. 100 Temel Eserden biridir.
Sokakta Kitap Özeti
Şehrin en köklü ve sakin mahallelerinden birinde, yaşlı bir kadın hunharca öldürüldü. Yaşlı kadının vücudu, tam yirmi farklı noktadan kesik ve yara izleriyle doluydu. Polis, ölen kadının küçük oğlunu katil olarak görüyordu, ancak bu adam, katilin gerçekte “ONLAR” olduğunu iddia ediyordu. Bu karmaşık durumu çözmek için bir komiser görevlendirildi.
Komiser, bu mahallede büyümüş ve bir süre uzak kalmış, şüpheli olarak görülen adamın çocukluk arkadaşıydı. Komiser, arkadaşının kendi annesini öldürmediğinden emindi ve bu mahallede böyle bir cinayetin işlendiğine inanamıyordu. Soruşturmayı başlattı ve önce suçlu olarak görülen arkadaşıyla konuştu. Ancak, bu esrarengiz adam, cinayetin bir insan tarafından değil, “ONLAR” tarafından işlendiğini ısrarla savunuyordu. Komiser, bu dürüst adamın kötülükten uzak olduğunu biliyordu ve katil olamayacağına emindi.
Komiser, arkadaşını temize çıkarmak ve gerçek suçluyu bulmak için eski mahallesine ve cinayet yerine geri döndü. Ancak sokakta birçok şey değişmişti. Komiser, önce yaşlı bir kadının evine gitti; eski sevgilisi Gülüm’ün annesi. Kadının veremden öldüğünü öğrendi ve geçmişini özlemle hatırladı. Ardından, cinayetin işlendiği eve gitti ve yanında bir doktorla araştırma yaptılar. Ancak doktor, cesetteki yaraların insan eli tarafından açıldığına inanamıyordu. Oda, bir fakirlik ve sessizlik atmosferi içeriyordu. Aniden ince ve metalik bir ses duyuldu, “Onu biz öldürdük.” dedi. Metalik ses, cin ve şeytan grubunun, Allah’a secde etmedikleri için bir savaşa giren yaratıklar olduklarını açıkladı.
Komiserin çocukluk arkadaşı akıl hastanesine yatırıldı, ancak komiser, onun masum olduğuna inanıyordu. Arkadaşı, “ONLAR” ile bir savaş içinde olduğunu söylüyordu ve komiser, ona inanıyordu. Birlikte, cin ve şeytanların insanları kötülükten alıkoymaya çalıştığını keşfettiler. Arkadaşı, Batı medeniyetinin onların oyuncağı olduğuna inanıyordu ve insanlığı para ve madde üzerinden saptırdığını düşünüyordu. Komiser, arkadaşını iyileştirmek için doktorun yardımını istedi, ancak arkadaşı, geçmişiyle ilgili hikayeleri anlatarak iyileştirilebileceğini düşündü.
Sonraki günlerde, komiser cinayet silahını bulmak için uğraştı. Yaşlı kadının evine gitti ve kadının, onun arkadaşının suçsuz olduğunu söylediğini öğrendi. Kadın, yaşlı kadının “ONLAR” tarafından öldürüldüğüne inanıyordu. Arkadaşıyla konuştuğunda, arkadaşı hislerini paylaştı. Komiser, bilgi almak için Küçük Bey’in evine gitti ve Küçük Bey’in, cinayetin işlendiği saatlerde türbede ibadet ettiğini itiraf ettiğini öğrendi. Komiser, Küçük Bey’in ifadesini alarak arkadaşını temize çıkardı.
Komiser, arkadaşının suçsuz olduğu gerçeğiyle mutlu olsa da, gerçek katili bulması gerekiyordu. Mahalle bakkalını sorguladı ve ölen kadının sakladığı bir şey olduğunu öğrendi. Bu bilginin bir ipucu olduğunu düşündü ve morgda cesedi inceledi. Ancak, cesetin koynundaki şeyin kaybolduğunu fark etti. Bu nedenle, ölen kadının büyük oğlu bu şeyi almak için cinayeti işlemiş olabilirdi. Yardımcı alarak onun evine gitti, ancak katil olduğunu söyleyen adam, komiseri ve yanındaki yardımcısını vurdu.
Yardımcı öldü, komiser ise kırk beş gün boyunca bilincini kaybetti. İyileştikten sonra komiser, arkadaşını ziyaret etti ve arkadaşı, vurulmadan önce hissettiğini söyledi. Arkadaşı, cinler aracılığıyla bu tür bilgilerin kolayca elde edilebileceğini anlattı. Arkadaşı, cin ve şeytanların işlediği bu cinayetin aydınlatılması için hastaneden ayrıldı ve birlikte savaşmaya karar verdiler.
Komiser, Küçük Bey’in evine giderek araştırmalara devam etti. Küçük Bey, dadısının tuhaf ölümünden bahsetti ve bu ölüm ile son yaşlı kadının ölümü arasında bir bağlantı olduğunu düşündü. Dadının, büyücü babasından aldığı ifrit kılı yüzünden öldüğünü söyledi. Bu olayı anlattığı günün sabahında, odasında ölü bulundu. Birisi, büyülü ifrit kılı alıp onu öldürmüştü. Komisere göre, iki cinayet arasında bir bağlantı vardı.
Savaş başlamıştı ve komiser, gerçeğe daha da yaklaşıyordu. Cinlerin bu işin içinde olduğu anlaşılmıştı. Aynı gün, Küçük Bey de evinde ölü bulundu. Sonraki günlerde, Küçük Bey’in odasını araştırdı ve şeytana tapma ayini düzenlenen gizli bir yer buldu. Heykelin gözleri ışıl ışıl yanıyordu ve korkunç bir ses çıkarıyordu. Annesini öldüren oğlan ve bir kadın, şeytanın köleleri olmuşlardı. Polis, onları tutukladı ve şeytanın etkisi altında olan bu kişiler, insanları olumsuz etkilemeye devam etmişti.
Komiseri tanıyan bir genç, ondan bu hikayeyi dinledi ve bu esrarengiz hikayeyi çözmek için araştırmalara başladı. Komiser, gençle her şeyi paylaşmadı ve bir noktadan sonra konuşmayı reddetti. Komiserin çocukluk arkadaşı ölmüştü ve cinayeti işleyen ağabeyi hapiste öldürülmüştü. Genç, bu hikayenin bir sona ermediğine inanmıştı.