Gülme: Komik Anlamının Bir Denemesi, Fransız filozof Henri Bergson‘un 1900 yılında yayımlanan üç deneme koleksiyonudur. Bu eser Fransızca olarak yazılmış olup orijinal başlığı “Le Rire”dir. Mark Sinclair’ın Bergson (2020) adlı eserde belirttiği gibi, bu denemeyle “Bergson, gülme ve komik konusunu derinlemesine ele alan önemli filozoflardan biri haline gelir”. Ayrıca, denemenin “Bergson’un felsefesinin bütünü içinde geçişsel, dönümcü bir an olduğunu” belirtir.
Gülme Kitap Özeti
Gülme‘de deneme üç bölümden oluşur:
- Du comique en général (Genel olarak komik olan)
- Le comique des formes et le comique des mouvements (Biçimin komedisi ve hareketin komedisi)
- Force d’expansion du comique (Komik olanın genişleyici gücü)
Kısa bir girişte, Bergson komiği tanımlamaya çalışacağını ancak kelimenin sıkı bir tanımını vermek istemediğini belirtir; komiği insan hayatının bir parçası olarak ele almak istemektedir. Onun amacı ayrıca toplumun, insan hayal gücünün ve kolektif hayal gücünün işleyişinin daha iyi anlaşılması, ayrıca sanat ve hayatın da anlaşılmasıdır.
Komiklik Hakkında Genel Gerçekler
Bergson, komikle ilgili üç temel gerçeği not etmeye başlar:
- Komiğin katı bir şekilde insan kaynaklı bir olgu olduğunu belirtir. Bir manzara gülünç olamaz ve insanlar hayvanlarla alay ettiğinde, genellikle onlarda insan davranışlarını tanırlar. İnsan sadece gülebilen bir varlık değildir, aynı zamanda gülmeye neden olan bir varlıktır.
- Gülme duygusu, duyarlılıktan ve duygulardan bir kopukluk gerektirir: Bir durumun ciddiyetinin tamamen farkında olduğumuzda gülmek daha zordur.
- Yalnızken gülmek zordur ve topluca gülmek daha kolaydır. Bir grup insanın dışında kalan biri onlarla birlikte gülmeyebilir; gülmede genellikle bir anlaşma vardır. Dolayısıyla, komik sadece zihnin keyfi bir zevki değildir, insan ve toplumsal bir etkinliktir; bir toplumsal anlamı vardır.
Gülmenin Sosyal Hayattaki Rolü
Bergson, komiğin duygusallık yerine zeka kullanımını gerektirdiğini varsayar ve komik durumlardaki zekanın gerçek rolünü belirlemeye çalışır. Sokakta düşen bir adam örneğini ele alır. Gülme, bir hareket tarafından neden olan kazaî bir durumdan kaynaklanır. Komikliğin kaynağı, hayattaki bir katılığın varlığıdır. Bergson, hayatı sürekli bir hareket olarak tanımlar; esneklik ve çeviklikle karakterizedir. Düşen bir adam gibi komik durumlar, hareketin esnek olmadığı durumlardır.
Ancak komik, sadece olağandışı durumlara dayanmaz, aynı zamanda karakterler ve bireyler üzerine de dayanır. Bergson, unutkan insanlar gibi yaygın bir komedi kaynağını ele alır. İnsanlar bireyleri komik bir karakterle ilişkilendirme eğilimindedir, bu da komiği arttırır. Ayrıca, birinin kusurlarından biri için onunla alay ettiğimizde, birey kendi kusurunun farkında değildir, biz ise farkındayızdır. Dolayısıyla gülme, insanları daha iyi olmaya ve kusurlarını bastırmaya zorlar, çünkü gülme onları bu kusurların farkında olmaya iter.
İşte bu yüzden Bergson, gülmenin bir ahlaki rolü olduğunu iddia eder; davranışların ve tutumların bir birlikteliği faktörüdür ve saçma ve çılgın tutumları ortadan kaldırır: “Doğal sonuçlarıyla otomatik olarak cezalandırılan eylem ve tutumların ötesinde, toplumun üyelerinin daha fazla esneklik ve daha iyi sosyal uyum elde etmek için ortadan kaldırmak istediği vücut, zihin ve karakterin belirli bir katılığı kalır. Bu katılık, komiktir, gülme ise cezadır.”
Komiklik ve Önemlilik Biçimleri
Gülmek, çirkinlik tarafından tetiklenebilir, ancak çirkinlik her zaman komik değildir. Çirkinlikle alay etmek için saf, anlık, orijinal bir yaklaşıma sahip olmalıyız, düşünmemeliyiz. Ayrıca, bir kişinin belirli bir özelliğine odaklanmalı ve bu özelliği kişiyle ilişkilendirmeliyiz. Bu, karikatüristler için de geçerlidir, çünkü onlar insanların fiziksel ve doğal özelliklerini abartırlar. Hayal gücümüz, herkesin maddenin dinamizasyonu için ruhun çabalarını gördüğünü, ruhun veya zihnin katı bedene ve maddeliğe esneklik, çeviklik ve canlılık kazandırdığını görür. Ancak beden kendini katılaştırmaya eğilimlidir ve bu, komik bir etki yaratır: “Materyalizmin ruhun hareketini sabitlemeyi, zarifliğini engellemeyi başardığında, komik bir etki elde eder. Karşıtlığına göre komiği tanımlamak için onu güzellik yerine zariflikle karşıtlamalıyız. Bu, çirkinlikten ziyade sertliktir”.
Jest ve Hareketlerin Komikliği
Bergson, önceki bölümün doğal bir sonucu olarak “insan vücudunun tutumları, jestleri ve hareketlerinin, bizi basit bir makineye düşündüren şekilde, gülme konusu olduğunu” sonuçlandırır. İnsanlar, insan vücudu içinde bir makinenin etkisini gördüklerinde gülme eğilimindedirler. Bu nedenle, bir konuşmacının düşüncesini daha iyi ifade etmek için yaptığı belirli bir jeste dikkatimizi yoğunlaştırdığımızda, bu hareketi otomatik olarak komik buluruz, halbuki bu hareket kendisi başlı başına komik değildir. Ayrıca, birinin bir başkasını taklit ettiğinde gülüyoruz, çünkü birini taklit etmek için taklitçi, kişinin en mekanik, en bilinçsiz hareketlerini ve jestlerini yeniden üretir.
Bu durum, bir etkinliğin parodisinde de geçerlidir. Bergson’a göre, bu aynı zamanda Pascal’ın da belirttiği gibi, çok benzer iki yüz gördüğümüzde, bunu komik bulduğumuzu açıklar, halbuki yüzler tek başlarına komik değildir. Ve son olarak: “Bu, gerçekten canlı hayatın kendini tekrarlamaması gerektiği anlamına gelir. Tekrar, tam benzerlik olduğunda, hayatın arkasında bir mekanizma olduğunu şüpheleniriz. Hayatın mekanizmaya doğru sapması, gülmenin gerçek nedenidir”.
Komiklik ve İnsanın Hayal Gücü
Bölüm başlangıcında, Bergson yeniden analiz yöntemini düşünür. Tekil bir komik yöntemi aramanın anlamsız olduğunu hatırlar. Ancak, komikte merkezi bir neden vardır ve tüm komik durumlar bundan türetilir. Bu merkezi neden, yaşama uygulanan mekanizmadır ve tüm komik etkiler, hayal gücümüz tarafından bu nedene yönlendirilir. Hayal gücümüzün komik etkiler üretmek için yönlendiği üç ana yol vardır:
- Birçok şey teorik olarak komiktir (en droit), ancak pratikte (en fait) her zaman komik olmayabilir, çünkü yaygın kullanım ve toplumsal alışkanlıklar bu komik durumları genelleştirir. Bu nedenle, zihnin durumu canlandırması ve komik durumun farkına varması, onu oluşturması değil, moda ve toplumsal normlardan koparması gerekmektedir.
- Bergson, örneğin kıyafetler üzerinden bu durumu açıklar: Moda kıyafetler bizi güldürmez, çünkü onları görmeye alışığız, ancak eski moda kıyafetler giyen birini otomatik olarak alaya alırız. Ayrıca, toplumsal norm ve kuralların uygulanması da komik bir durumdur çünkü bu düzenlemeler otomatik olarak, mekanik olarak uygulanır. “Doğaya yerleştirilmiş bir mekanizma, toplumun otomatik bir düzenlemesi, işte bu tür komik etkilere nihayetinde varıyoruz.”
- Vücuda karşı, ruh mükemmel esnek, her zaman etkin bir halde bulunur. Ancak bu nitelikleri vücuda atfederiz, vücudu esnek olarak düşünür ve direncini, maddeselliğini göz ardı ederiz. Ancak bedenin ruh için bir yük olduğunun tamamen farkında olduğumuzda, durum komiktir. Bu nedenle, “bir kişinin zihninin etkin olduğu bir anda dikkatimizi bir kişinin fiziksel özelliklerine çeken her olay komiktir” diyerek ifade eder. Dikkatimizin zihinden bedene yönlendirildiği durumlarda komik etkiler oluşur.
- Birinin bir materyal nesne gibi göründüğü her durumda, birinin bir nesne olduğu izlenimi altında olduğumuzda gülüyoruz.
Kitap okumadan önce içeriği hakkında özet olması açısında çok faydalı. Emeklerinize sağlık. Ancak Robotik Kodlama Alanında da kitap paylaşımı yaparsanız ilgi ile takip edebilirim.