Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Özet – Peyami Safa

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Özet

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa’nın 1930’da yayımlanmış olan otobiyografik romanıdır. 100 Temel Eser arasına girmiş bir kitaptır Dokuzuncu Hariciye Koğuşu.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitap Özeti

Kitabın kahramanı 15 yaşında bir genç, verem nedeniyle iki dizinden ameliyat oluyor ama iyileşemiyor. Doktoru tekrar ameliyat olmasını tavsiye eder ancak ameliyat riski yüksek olduğu için bacağını kaybetme riski vardır. Genç, bu kötü haberi annesinden gizler. Ertesi gün başka bir doktora gider; Doğa aktiviteleri ve iyi bir tatil konusunda tavsiyeler alınca yaz tatilini uzak akrabası Paşa’nın Erenköy’deki malikanesinde geçirmeyi düşünür.

Erenköy konağında kaldığı süre boyunca çocukluk arkadaşı Paşa’nın kızı Nüzhet ile arasındaki duygusal yakınlık güçlenir. Bu sırada Ragıp Nüzhet adında bir doktor; Bu olay birkaç gün çocuktan gizlenir. Nüzhet’in annesi evliliğe destek olur ama Paşa endişelenir. Durum ortaya çıktıktan sonra Paşa, gence fikrini sorar ve gencin yaş farkına atıfta bulunarak olumsuz düşüncelerini dile getirir, bu da Nüzhet’in annesini kızdırır.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda Toplumsal Eleştiri ve Kültürel Çatışmalar

Hasta gencin yanında bulunmamak için kızına hasta gençten bakteri kapabileceğini ve uzak durması gerektiğini söyler. Delikanlı bu konuşmayı duyduktan sonra yere yığılır; Ancak ertesi sabah kendi annesi de konağa geldiğinden ayrılma fikrini hemen gerçekleştiremez. Dr. Ragıp Bey’in de davetli olduğu bir yemekte Paşa’yı ve Ragıp Bey’in Fransız hayranlığını eleştiren bir genç, Paşa’yla da derde girer. Nüzhet de annesinin tekliflerinden bahsetmez. Bir süre sonra anneleriyle malikaneden ayrılırlar. Yaşadığı hayal kırıklığı sonucu genç adam ve Dr. Mithat olayla ilgilenir.

Uzun bir hastanede yatıştan ve 3-5 ameliyattan sonra iyileşme umudu kalmadığını söylüyor doktorlar. Gördüğü tedavi sonucunda bacağı kesilmekten kurtulur. Dr. Ragıp Bey’in de davetli olduğu yemekte, Paşa’yı ve Ragıp Bey’in Fransızcaya olan hayranlığını eleştiren Paşa ile bir gencin de başı derde girer. Nüzhet, annesinin ısrarı üzerine onunla da konuşmaz. 

Bir süre sonra annesiyle birlikte konaktan ayrılır. Üzüntüden hastalığı ağırlaşan bir gence, Dr. Mithat bakar. Uzun süre hastanede yattıktan ve 3-5 ameliyattan sonra iyileşme umudu olabileceğini söylerler ve 9. poliklinikte biter ve tedavi sonucunda bacağı ampütasyondan kurtulur. Hastaneden çıkarken Paşa’nın felç geçirdiğini ve onu son bir kez görmek istediğini söyler. Nüzhet’in yakında Ragıp’la evleneceğini öğrenince  sağlığı için savaş verir ama yere yığılır ve hızla iyileşen bacağıyla hastaneden ayrılır.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir