Bir Aşk Masalı Ahmet Ümit’in 2022 de yayımladığı romandır. Bir Aşk Masalı, beş prensin bir sevda uğruna yollara düştükleri bir yol ve hal macerasıdır.
Bir Aşk Masalı Kitap Özeti
Bir Aşk Masalı’nda Tüm dünya altı parçaya bölünmüş. Bu altı parça altı ayrı krallık oluşturmuş. Yıllar yıllar evvel aralarındaki savaş sona ermiş, barış içerisinde yaşar giderlermiş. Bu altı ülke; Buz ülkesi, Kum ülkesi, Su ülkesi, Rüzgar ülkesi ve Dağ ülkesiymiş bir de Araf adı verilen bölge varmış ki bu bölge bağımsızmış. Bu beş ülkenin beş veliahdı varmış. Her ülkenin sadece bir tane veliahdı bulunurmuş.
Dünyanın ve krallıkların geleceği bu veliahtlara bağlıymış. Tabii ki de bu veliahtlar gerektiği gibi en iyi eğitimlerle yetişirler, tüm günlerini okulda, silah, ok derslerinde geçirirlermiş. Prenslerin beşi de birbirinden donanımlı, sorumluluk sahibi, üstlerindeki yükü bilip ona göre davranan olgun prenslermiş. Her şeyin böyle güllük gülistanlık devam ettiği zamanlardan birinde beş prens de aynı gece aynı rüyayı görmüş. Daha önce hiç görmemiş oldukları bir ülke’delermiş. Nerede olduklarını anlamak için dolanıp dururlarmış bilmedikleri şehrin sokaklarında. Derken karşılarında aşk tanrısının heykelini görmüş, gördükleri gibi büyülenmişler.
Bu rüyanın etkisi ile kahine gitmişler. Kahin bunun tanrıların bir işareti olduğunu kızı bulup prensesleri yapmaları gerektiğini söylemiş. Krallar başta bu işe pek sıcak bakmamışlar. Prenslerin ülkelerinin geleceğiyle ilgilenmesi gerektiğini, bunlar uğruna derslerini ihmal etmelerinin kabul edilemez olduğunu düşünmüşler. Ancak prensler, kral babalarını ikna ederek onlara soylarının devamı için prenseslere ihtiyaçları olduğunu söylemişler. Kahinler yeniden çağrılır ve kızın yerinin bulunması istenir.
Kahinler prenslerle birlikte üç gün üç gece uğraşır ve sonunda aşk tanrıçası ile birlikte beş prense beş ayrı görev yeri söylenir. Bu görevlere gitmeye karar verirlerken prensler, kendileri dahil olmak üzere yanlarına sadece beş kişi almaları gerektiğini öğrenirler, çünkü aşkın beş sayısından ileri geldiği kulaklarına küpe edilir. Bu açıklamayı kral babalarına yapan prensler, ülkelerinin en iyi dört adamını alarak yola koyulurlar. Her prens, kendi kaderi için savaşacaktır. Beş prensin aynı rüyayı gören, farklı görevleri tamamlamak üzere adamlarıyla beraber yola koyulmalarının hikayesi böyle başlar.
Buz ülkesi prensi dört adamını da alarak Öfke Mağarası’na gidecektir. Onun prensesi, mağaradaki Beyaz Dev tarafından esir tutulduğu ancak kurtarırsa onunla evlenebileceği söylenmiştir. Öfke Mağarası ülkenin en korkutucu mağarasıdır, ve Beyaz Dev ise tüm ülkenin korkulu rüyasıdır. Prens ve adamları yola koyulur, ancak zorlu bir yolculuk sonunda karşılarına çıkan buzlar prens ve adamlarını ayırmıştır.
Prens, cesaretiyle adamlarını cesaretlendirir ve bir kutup ayısına tutunarak karaya çıkmayı başarırlar. Bir köyde dinlenirken, karşılarına çıkan Boz Develiler adlı bir kabile, Çöl Gözü adındaki su kaynağını ellerinde bulundurmuş ve kimseyi oraya sığmaz hale getirmiştir. Prens, Boz Develilerin reisiyle savaşır ve galip gelir, böylece adamlarını serbest bırakarak yoluna devam eder. Ancak hala prensesi bulmak için çabalamaya devam eder.
Su ülkesi prensinin görevi, Yenilmez Savaşçı kızla dövüşmektir. Rüyasındaki kızın o olduğunu söyleyen kahinler, kızın evlenmek için böyle bir şart koyduğunu da söylemişlerdir. Savaşçı kız, ülkenin dört bir yanına nam salmış, güçlü, kuvvetli ve yenilmez biridir. Prens, halkının adalet anlayışını savunmak amacıyla önce Boz Develilerle mücadele etmiş ve başarılı olmuştur. Ardından savaşçı kızın ülkesine giderek onunla dövüşür ve savaşı kazanır.
Su ülkesi prensi, savaştan sonra elde ettiği bilgilerle bir sonraki görevine yola koyulur. Yalnızlık Körfezi’nde bulunan denizkızlarının yanına gitmek zorundadır. Rüyasındaki kızın orada olduğunu düşünen prens, denizkızlarıyla karşılaşır ve onlarla etkileşime geçer. Ancak denizkızları arasında rüyasındaki kızı bulamaz. İki taraf arasında geçen olaylar sonucunda prens, gerçek aşkın ne kadar karmaşık olduğunu anlar ve rüyasındaki kızı bulma umudunu sürdürmek üzere yola devam eder.
Rüzgar ülkesi prensi ise asalet şatosuna gitmelidir. Burada prensesin seçim yapacağı bir balo düzenlenecek ve prens de bu baloya katılacaktır. Ancak bu seferki zorluk, balo sonunda prensesin katilini bulmaktır. Prens, asalet şatosuna gidip prensesle tanışır ve baloda yaşanan olaylar neticesinde katili ortaya çıkar. Prens, prensesi kurtararak görevini tamamlar, ancak yine de rüyasındaki kızı bulamaz.
Dağ ülkesi prensi, aşık olduğu kızın cüzam hastalığına yakalandığını öğrenir. Onu iyileştirebilmek için tek çare, Umut Dağı’ndan alaca karga yumurtası ile siyah gül karışımını içmektir. Ancak bu karışımı elde etmek için Kaf Dağı’na gitmek gerekmektedir. Kaf Dağı’na varabilmek için ise Zümrüdüanka kuşunun yardımını almak gerekmektedir. Prens, zorlu bir yolculuktan sonra Zümrüdüanka kuşu ve alaca kargayla karşılaşır. İkisiyle konuşup anlaşan prens, gerekli malzemeleri alarak hastalıktan kurtulmayı başarır. Ancak prens, bu kızın da rüyasındaki kız olmadığını fark eder.
Beş prens, kendi görevlerini tamamladıktan sonra Araf adlı bölgede buluşur. İlk başta çatışmalar yaşarlar, ancak bir kervansaray sahibi onlara yardım eder ve Araf’ta kendi rüyalarındaki şehri yapmaya karar verirler. Bu şehirde, beş prensin beklediği gibi her biri kendi prensesini bulamaz. Ancak Aşk Tanrıçası, insanların özgürlüklerini kullanma şekillerini gördükçe üzülür ve prensleri, kendi aralarındaki rekabet yerine birbirlerine yardım etmeye teşvik eder. Prensler, bu öğretiyi benimseyerek birbirlerine yardım eder ve şehri daha güzel bir yer haline getirirler.
Ancak Aşk Tanrıçası, insanların özgürlüğünü nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri için onları kilitledikleri kapılara hapseder. Beş prens, Aşk Tanrıçası’nın öğretisinin değerini anlar ve artık sadece kendi çıkarları için değil, birbirlerine yardım ederek, sevgiyi ve aşkı paylaşarak yaşamaya karar verirler. Aşk Tanrıçası’nın öğretisi, insanların kalplerini birleştirerek gerçek aşkı bulmalarına yardımcı olur. Beş prens, birbirlerine destek olarak, kilitleri açarlar ve prenseslerini değil, birbirlerini bulmaları gerektiğini anlarlar. Böylece, beş prens ve adamları, gerçek aşkı ve dostluğu bulmak için yola çıkarlar.
